AKDİVAR TÜRKİYE DAVASI

Akdıvar ve diğerleri / Türkiye Davası
Đnsan Hakları Mahkemesi Kararı
AKDIVAR VE DĐĞERLERĐ/ Türkiye Davası* (50. MADDE)
(99/ 1995/ 605/ 693)
(1 Nisan 1998)
Akdıvar ve Diğerleri/ Türkiye Davası’nda, Mahkeme Đçtüzüğü A’nın 51. maddesi uyarınca, Büyük Daire biçiminde
toplanan Mahkeme ; su üyelerden olusmustur: R. Bernhardt (Baskan), Thor Vilhjalmsson, F. Gölcüklü, A. Spielmann,
N. Valticos, E. Palm, I. Foighel, A. N. Loizou, M. A. Lopes Rocha, L. Wildhaber, G. Mifsud Bonnici, J. Makarczyk,
D. Gotchev, B. Repik, K. Jungwiert, P. Kuris, U. Lohmus, E. Levits.
KARAR
8. Sözlesmenin 50. madde hükmü söyledir:
“Divan kararı, bir Yüksek Akid tarafından adli makamları veya resmi bir makam tarafından alınmıs olan bir
kararın veya vaz’edilmis bulunan bir tedbirin isbu Sözlesmeden doğan mükellefiyetlere tamamen veya kısmen aykırı
olduğunu beyan ederse ve eğer mezkur Akid tarafın dahili mevzuatı bu kararın veya tedbirlerin neticelerini ancak
kısmen izaleye müsaitse, Divan kararında, buna mahal varsa, hakkaniyete uygun bir surette mutazarrır tarafı tatmin
eder.”
9. Basvurucular, bu hükme dayanarak, inter alia, kendilerini köylerini terketmeye zorlayan güvenlik güçlerinin,
evlerini tahrip etmelerinden dolayı uğradıkları zararın tazminini talep ettiler.
Hükümet, bu sorunla ilgili olarak, basvurucularla bir anlasmaya varıldığını ileri sürdü.
I. BĐR ANLASMANIN VAROLUP OLMADIĞI
10. Sözlesme’nin 50. maddesi uyarınca yapılacak basvurularla ilgili Mahkeme Đçtüzüğü A’nın 54. maddesinin 4.
fıkrası söyledir:
“Mahkeme, zarar gören tarafla sorumlu taraf arasında bir anlasmaya varıldığı konusunda bilgilendirilirse, bu
anlasmanın hakkaniyete uygun olma niteliğini doğrulayacak ve anlasmanın hakkaniyete uygun olduğu sonucuna
vardığında, vereceği bir kararla davayı listeden çıkaracaktır. Đçtüzüğün 49/ III. Maddesi bu kosullarda uygulanacaktır.”
11. Hükümet, basvurucularla, inter alia, onlara hem ev ve is sağlanması ve hem de tazminat olarak toplam bir milyar
Türk Lirası verilmesi konularını içeren bir anlasmaya varıldığını ileri sürmüstür. Bu anlasma, basvurucuların
kendilerine evlerinin ve gelir kaynaklarının iadesine iliskin tercihlerine uygun düsmektedir. Hükümet, 18 Ekim 1996
tarihli, dört basvurucunun kendi adlarına ve toplantıya katılmayan diğer basvurucular adına imzaladıkları, bu anlasma
metnini Mahkeme’ye sunmustur.
Hükümet, anlasmadaki ibarelerden, basvurucuların toplantıya kendi iradeleriyle katıldıkları ve istemeleri
halinde yasal temsilcilerinin kendilerine eslik etmelerine engel olacak herhangi bir nedenin bulunmadığının
anlasıldığını ileri sürmektedir. Bununla birlikte, basvurucuların avukatları, kendi siyasal emellerine ulasmak için,
bölgedeki olağanüstü kosulları istismar ederek, basvurucuları bir anlasma olduğunu inkara yöneltmislerdir.
Basvurucuların anlasmayı inkar etmeleri için Diyarbakır’daki temsilcileri tarafından zorlandıkları muhtemeldir.
Anlasmanın, uzlasmanın temel noktalarını ortaya koyduğu ve Türk Hukuku’na göre geçerli olduğu iddia
edilmistir. Buna göre, Türk Borçlar Kanunu’nun 23 ve 24. maddeleri uyarınca geçerli olarak yapılan bir anlasmadan
keyfi olarak caymak mümkün değildir.
12. Basvurucular, dört basvurucunun, hükümetin temsilcileri ile yapılan bu toplantıya katılmayı reddetmeleri
durumunda, polis tarafından zorlanarak getirileceklerine inandıkları için avukatları olmaksızın katıldıklarını ileri
sürmüslerdir. Basvuruculara, Avrupa Mahkemesi önündeki davanın dört yıl daha süreceği ve herhangi bir tazminata
hükmedilmeyeceği ve hatta, kendi lehlerine tazminata hükmedilmesi halinde bile, bu tazminatın ödenmeyebileceği
söylenmistir. Sonuç olarak, anlasma dört basvurucu tarafından imzalanmıstır. Bunların üçü toplantıda bulunmayan
basvurucular adına imza atmıslardır.
13. Basvurucuların avukatları, Mahkeme’ye 50. maddenin amacına uygun olarak yapılacak bir anlasmanın,
basvurucuların usulüne uygun olarak yetkili kılınmıs avukatları kendilerine eslik etmeksizin ya da onların önerileri
olmaksızın yapılamayacağını belirtmis ve bunun anlasmanın bütünüyle kabul edilemez olması sonucunu doğuracağını
belirtmislerdir. Daha sonra, 27 Kasım 1996 tarihinde basvurucuların yasal temsilcilerinden Bay Baydemir,
Mahkeme’ye gönderdiği yazıda, toplantıya katılmayan üç basvurucunun, hiç kimseye kendi adlarına bu anlasmayı
imzalaması için yetki vermediklerini ve toplantıya katılan basvurucuların da, anılan kosullar altında imzalanan bu
protokolle kendilerini bağlı saymadıklarını belirtmistir.
14. Mahkeme, Mahkeme Đçtüzüğü A’nın 54/ 4. maddesinin “zarar gören tarafla sorumlu taraf arasında varılan
anlasma” seklinde bir hüküm içerdiğine isaret etmistir. Mahkeme önündeki sunuslardan, anlasma konusunun
basvurucularla Hükümet arasında tartısmalı olduğu anlasılmaktadır.
Yukarıdaki tartısmalardan hareketle, protokolün müphem ve sonucu belirsiz lafzı ve içeriğinden hareketle
taraflar arasında 54/ 4. maddenin amaçladığı anlamda bir anlasmanın olduğunu söylemek mümkün değildir. Bu
nedenle, Mahkeme, basvurucuların tazminat taleplerini incelemelidir.
II. MADDĐ ZARAR
15. Basvurucular maddi tazminat taleplerini; evlerinin, ekili arazilerinin, ev esyalarının ve çiftlik hayvanlarının
kaybına dayandırmıslardır. Ayrıca tazminatın, kalacakları yeni yerlerin masraflarını da karsılamasını talep etmislerdir.
Hükümet, bir uzmanlar komisyonu tarafından hazırlanan ve basvurucular tarafından talep edilen tutara itiraz eden bir
değer raporu sunmustur (Bkz. paragraf 6 yukarıda).
A. Evler
16. Hükümet tarafından seçilen uzmanlar, Dicle Belediyesi’nce tutulan kayıtlar doğrultusunda, Ahmet Akdıvar (100
m2), Ali Akdıvar (60 m2) ve Zülfükar Çiçek adına (300 m2) olmak üzere sadece üç evin kayıtlı olduğunun saptandığını
belirtmislerdir. Uzmanlar, tazminatın takdirinde, metre kare basına 3.482.000 Türk Lirası’nın esas alınmasını
önermislerdir.
17. Basvurucular, yasadıkları kırsal yörede, mülklerin kaydettirilmesi geleneğinin bulunmadığını ve bunun nesilden
nesile geçerek bir adet haline geldiğini belirtmislerdir. Basvurucular, Ahmet Akdıvar (200 m2), Ali Akdıvar (200 m2),
Zülfükar Çiçek (600 m2), Abdurrahman Akdıvar (250 m2), Abdurrahman Aktas (300 m2), Mehmet Karabulut (200 m2)
ve Ahmet Çiçek’in (500 m2) evleri için tazminat talep etmislerdir. Basvurucular, uzmanlar tarafından metre kare basına
ödenmesi önerilen miktarı kabul etmekle birlikte, uzmanlar tarafından listesi yapılan evlerin, büyüklükleri
konusundaki tespite katılmamıslardır.
18. Mahkeme, basvurucuların evlerinin güvenlik güçleri tarafından yakıldığı yolundaki kararını hatırlatmaktadır
(Bkz. ana karar, Reports of Judgements and Decisions 1996-IV, s. 1214, paragraf 81). Olayların gerçeklestiği alanın
kırsal bir alan olduğu ve uzmanların basvurucuların köyüne gidemedikleri gözönünde tutulduğunda (Bkz. paragraf 6
yukarıda); Mahkeme, dört basvurucunun evlerine iliskin bir kayıt bulunmadığı tespitini ikna edici bulmamaktadır.
Mahkeme, kayıtlı olan evler için, uzmanlarca belirtilen yüzölçümleri esas alarak, yine onlar tarafından
belirtilen metre kare bedeli üzerinden tazminat ödenmesine karar vermistir.
19. Mahkeme, geriye kalan evler için de tazminat ödenmesinin uygun olacağı kanısındadır. Bununla birlikte, bunların
yüzölçümlerini gösteren bir kanıtın bulunmayısı; bu konuda yapılacak olan bir hesaplamanın bir ölçüde spekülatif bir
nitelik tasıması sonucunu doğuracaktır. Mahkeme, ödenmesi gereken tazminatı, basvurucular tarafından ileri sürülen
yüzölçümün yarısını esas alarak hesaplayacaktır.
20. Bu nedenle, Mahkeme, bu baslık altında su miktarların ödenmesine hükmetmistir:
(a) 348.240.000 TL (Ahmet Akdıvar);
(b) 208.944.000 TL (Ali Akdıvar);
(c) 1.044.720.000 TL (Zülfükar Çiçek);
(d) 435.300.000 TL (Abdurrahman Akdıvar);
(e) 522.360.000 TL (Abdurrahman Aktas);
(f) 348.240.000 TL (Mehmet Karabulut);
(g) 870.600.000 TL (Ahmet Çiçek).
B. Ekili ve ekilebilir arazi
21. Basvurucular, hem ekili ve ekilebilir arazilerinin, hem de kazanç elde etmeyi umdukları asağıda belirtilen
mallarının kaybından dolayı tazminat talep etmislerdir:
- Ahmet Akdıvar (2 akre meyva bahçesi, 3 akre üzüm bağı, 10 akre ekilebilir arazi ve 2 akre mese korusu);
- Ali Akdıvar (8 akre meyva bahçesi, 2 akre üzüm bağı, 20 akre ekilebilir arazi ve 3 akre mese korusu);
- Zülfükar Çiçek (96 akre meyva bahçesi, 70 akre üzüm bağı, 30 akre ekilebilir arazi ve 5 akre mese korusu);
- Abdurrahman Akdıvar (24 akre meyva bahçesi, 12 akre üzüm bağı, 3 akre ekilebilir arazi ve 20 akre mese
korusu);
- Abdurrahman Aktas (10 akre meyva bahçesi, 12 akre üzüm bağı ve 20 akre mese korusu);
- Mehmet Karabulut (36 akre meyva bahçesi, 14 akre üzüm bağı, 15 akre ekilebilir arazi ve 2 akre mese
korusu);
- Ahmet Çiçek (48 akre meyva bahçesi, 48 akre üzüm bağı ve 20 akre mese korusu).
Basvurucular, uzmanların akre basına yıllık kazanç kaybına iliskin değerlendirmelerini kabul etmislerdir.
22. Hükümet’in uzmanları, sadece üç basvurucunun kayıtlı arazilerinin bulunduğunu belirtmistir (sırasıyla 3 akre,
2500 m2, 3 akre). Bununla beraber, akre basına bir yılda mahrum kalınan gelirin hesaplanması için, basvurucular
tarafından beyan edilen arazi büyüklükleri ile asağıdaki miktarların çarpılmasını önermislerdir: üzüm bağları
karsılığında 6.710.000 TL, meyve bahçeleri karsılığında 7.020.000 TL, ekilebilir arazi karsılığı olarak 2.875,000 TL ve
mese korulukları için 13.500.000 TL.
23. Mahkeme, ana kararda basvurucularının gayrimenkullerinin kamulastırıldığına iliskin bir ibarenin bulunmadığını
ve basvurucuların hala bunların sahibi olduklarını belirtmistir.
Bu nedenle, Mahkeme, bu arazilerin kaybı nedeniyle bir tazminat ödenmesine hükmetmemistir.
24. Basvurucular, diğer yanda, evlerinin tahrip edilmis olması nedeniyle köylerini terk etmek zorunda kalmıslar ve
kendi arazilerinden yararlanamamıslardır.
Bu nedenle, basvurucular, gelirlerinin kaybı nedeniyle bir talepte bulunma hakkına sahiptirler.
25. Mahkeme, basvurucuların, uzmanların akre basına yıllık gelir kaybının hesaplanmasına iliskin önerisini kabul
ettiklerini beyan etmistir. Mahkeme, basvurucuların sahip olduklarını iddia ettikleri arazilerin büyüklüklerine iliskin
olarak bağımsız deliller ileri sürememis olmalarını akılda tutarak ve hakkaniyete uygun bir değerlendirmeyle;
ödenmesine karar verilecek tutarın, bes yıllık gelir kaybına tekabül etmesine ve bunun basvurularca ileri sürülen
yüzölçümleri esas alınarak yapılmasına karar vermistir.
26. Bu nedenle, Mahkeme, bu baslık altında su miktarların ödenmesine hükmetmistir:
(a) 449.600.000 TL (Ahmet Akdıvar);
(b) 837.900.000 TL (Ali Akdıvar);
(c) 6.486.850.000 TL (Zülfükar Çiçek);
(d) 2.638.125.000 TL (Abdurrahman Akdıvar);
(e) 2.103.600.000 TL (Abdurrahman Aktas);
(f) 2.083.925.000 TL (Mehmet Karabulut);
(g) 4.645.200.000 TL (Ahmet Çiçek).
C. Ev esyaları
27. Hükümet’in uzmanları, ev esyalarının kaybı ile ilgili olarak da bir takım rakamlar önermislerdir. Bu
değerlendirme, 1997 yılı Subat ayında Diyarbakır’daki bazı dükkanların ev esyaları fiyatları esas alınarak yapılmıstır.
28. Basvurucuların talepleri uzmanlarca belirlenen miktardan biraz daha fazladır.
29. Mahkeme, uzmanlar tarafından önerilen tutarı makul bulmus ve asağıdaki belirtilen miktarda tazminat
ödenmesine karar vermistir.
(a) 263.050.000 TL (Ahmet Akdıvar);
(b) 233.300.000 TL (Ali Akdıvar);
(c) 279.050.000 TL (Zülfükar Çiçek);
(d) 298.650.000 TL (Abdurrahman Akdıvar);
(e) 313.750.000 TL (Abdurrahman Aktas);
(f) 243.650.000 TL (Mehmet Karabulut);
(g) 300.450.000 TL (Ahmet Çiçek).
D. Çiftlik hayvanları ve hayvan yemleri
30. Uzmanlar, basvurucuların hiçbirinin, Bölge Tarım Kurulu nezdinde kayıtlı çiftlik hayvanlarının bulunmadığını
belirtmistir. Uzmanlar, bununla birlikte, basvurucuların çiftlik hayvanları ile ilgili talepleri ile bağlantılı olarak,
onların taleplerinden daha az bir miktara tekabül eden bir bedel önermislerdir.
31. Basvurucuların bu konuda, bağımsız bir delil sunamamıs olmalarına karsın, Mahkeme, bu baslık altında
basvuruculara uzmanlar tarafından önerilen tutarın ödenmesine hükmetmistir. Bununla birlikte, Mahkeme,
basvurucuların çiftlik hayvanlarına ve hayvan yemine iliskin olarak ileri sürdükleri rakamları, bunlar kayıtlı olsun
olmasın kabul etmistir.
Mahkeme böylece, asağıdaki miktarların ödenmesine karar vermistir:
(a) 6 sığır, 20 koyun ve kıslık yem karsılığı olarak 460.000.000 TL (Ahmet Akdıvar);
(b) 7 sığır, 25 koyun ve kıslık yem karsılığı olarak 552.500.000 TL (Ali Akdıvar);
(c) 17 sığır, 60 koyun ve kıslık yem karsılığı olarak 1.035.500.000 TL (Zülfükar Çiçek);
(d) 10 sığır, 40 koyun ve kıslık yem karsılığı olarak 880.000.000 (Abdurrahman Akdıvar);
(e) 12 sığır, 35 koyun ve kıslık yem karsılığı olarak 882.500.000 (Abdurrahman Aktas);
(f) 8 sığır, 30 koyun ve kıslık yem karsılığı olarak 605.000.000 TL (Mehmet Karabulut);
(g) 15 sığır, 45 koyun ve kıslık yem karsılığı olarak 1.112.500.000 TL (Ahmet Çiçek).
E. Diyarbakır’da yasamanın maliyeti
32. Basvurucular Kasım 1992 tarihinde evlerinin tahrip edilmesini müteakiben yerlestikleri Diyarbakır’da yasadıkları
konutların kira bedellerinin taraflarına ödenmesini talep ettiler. Uzman raporunda bu konu ile ilgili herhangi bir
açıklama yoktur.
33. Mahkeme, bu baslık altında da bir ödeme yapılmasını, bu baslık altında yapılan harcamaların, ana karardaki,
ihlale iliskin tespitle yakından bağlantılı olması nedeniyle gerekli görmüstür.
Mahkeme, basvurucular tarafından, Kasım 1992- Ocak 1998 tarihleri dönemine bağlı olarak talep edilen
2.000.000 TL/ ay (Abdurrahman Akdıvar 2.250.000 TL talep etmistir) tutarındaki meblağı makul bulduğunu
belirtmistir. Ahmet Çiçek’le birlikte yasayan Zülfükar Çiçek’in bu konuda bir talebi yoktur.
Mahkeme, 62 aylık bu süre için, asağıdaki tutarların ödenmesine karar vermistir:
(a) 124.000.000 TL (Ahmet Akdıvar);
(b) 124.000.000 TL (Ali Akdıvar);
(c) 139.500.000 TL (Abdurrahman Akdıvar);
(d) 124.000.000 TL (Abdurrahman Aktas);
(e) 124.000.000 TL (Mehmet Karabulut);
(f) 124.000.000 TL (Ahmet Çiçek).
F. Özet
34. Basvuruculara, maddi zararların karsılığı olarak ödenmesine karar verilen toplam tutarlar asağıda belirtilmistir.
Türkiye’deki yüksek enflasyon oranı gözönünde tutularak, bu miktarlar Uzmanlar Komisyonu tarafından yapılan
değerleme sonucunda (örn. 17 Eylül 1997) ulasılan tutarın gerçek değerini koruması için, bu tutar Đngiliz Sterlini’ne
çevrilmistir. Bu tarihte 1 Đngiliz Sterlini 271.530 TL’ye karsılık gelmekteydi (Türk Merkez Bankası tarafından tespit
edilen döviz kuru).
(a) 1.644.890.000 TL, 6,057.85 Sterlin (Ahmet Akdıvar);
(b) 1.956.644.000 TL, 7,205.99 Sterlin (Ali Akdıvar);
(c) 8.846.120.000 TL, 32,578.79 Sterlin (Zülfükar Çiçek);
(d) 4.391.575.000 TL, 16,173.44 Sterlin (Abdurrahman Akdıvar);
(e) 3.946.210.000 TL, 14,533.23 Sterlin (Abdurrahman Aktas);
(f) 3.404.815.000 TL, 12,539.36 Sterlin (Mehmet Karabulut);
(g) 7.052.750.000 TL, 25,974.10 Sterlin (Ahmet Çiçek).
III. MANEVĐ ZARAR
35. Basvurucular, kendilerine manevi tazminat olarak 20.000’er Đngiliz Sterlini verilmesini talep ettiler. Ayrıca,
Sözlesme’den kaynaklanan haklarının ihlal edilmis olması nedeniyle de, kendilerine cezai tazminat olarak 5.000 Đngiliz
Sterlini verilmesini talep ettiler.
36. Hükümet, manevi zarar karsılığı tazminata hükmedilmesi durumunda, Türkiye’ye hakim olan ekonomik kosulların
dikkate alınmasını talep etti. Bu bağlamda, yetiskin bir isçinin aylık asgari ücretinin yaklasık olarak 53 Đngiliz
Sterlini’ne denk olduğu ileri sürüldü.
37. Mahkeme, bu baslık altında ödenmesine hükmedilecek tazminatın, Sözlesme’nin 8., 1 No’lu Protokolün 1. ve 25.
maddenin 1. fıkrasını ihlal eden fiillerin ciddiyetinin gözönünde tutularak belirlenmesi gerektiğini belirtmistir (Bkz.
ana karar, Reports 1996-IV, s. 1215, paragraf 88 ve s. 1217-1218, paragraf 106).
Mahkeme, basvurucuların her birine, 8.000 Đngiliz Sterlini ödenmesine karar vermistir.
38. Mahkeme, cezai tazminata iliskin talebi reddeder.
IV. MASRAF ve HARCAMALAR
A. 50. madde islemleri
39. Basvurucular, 50. madde uyarınca yapılan masraf ve harcamalar için 8.140 Đngiliz Sterlini talep ettiler.
40. Hükümet, bu taleple ilgili yorum yapmadı.
41. Mahkeme, 50. madde uyarınca yürütülen islemlerin, bu davada, karmasık sorunların ortaya çıkmasına ve
basvurucuların avukatları tarafından üç kez ayrıntılı inceleme yapılmasına neden olduğunu tespit etmistir. Mahkeme,
masraf ve harcamaların gerçek olduğunu ve gerekli olarak yapıldığını ve makul bir miktara tekabül eden bu talebin,
masraf ve harcamaların bütünü ve yüklenmesi muhtemel Katma Değer Vergisi de dikkate alınarak kabul edilmesi
gerektiğini belirtmistir.
B. Ana kararda harcamalara iliskin olarak verilen hükme riayet
42. Basvurucular, ana kararda, harcamaların Đngiliz Sterlini olarak ödenmesinin öngörülmesine karsın, Hükümetin
borçlu olduğu masrafların, yetkililer tarafından basvurucular adına açılan hesaba, esit paylar halinde olmak üzere,
sadece bir kısmını ödediğini belirtmislerdir. Ödenmesi gereken tutar, Türk Lirası olarak, ana karar alındıktan yaklasık
dört ay sonra, 13 Ocak 1997 tarihinde ödenmistir. Sonuç olarak, masrafların devlet tarafından eksik olarak ödenmesi,
basvurucuların 13 Ocak 1997 tarihinden bugüne kadar, %8’lik faiz oranı üzerinden, 5,681.89 Sterlin kaybına neden
olmustur.
43. Hükümet, bu konuda yorum yapmamıstır.
44. Mahkeme, Sözlesme’nin 53. maddesi uyarınca, Yüksek Akit taraflara, Mahkeme’nin taraf oldukları kararlarını
uymayı üstlendiklerini belirtmistir. Bunun ötesinde 54. madde hükmü de söyledir:
“Mahkeme’nin kararı, bu kararın yerine getirilmesini gözetecek olan Bakanlar Komitesi’ne verilir.”
Ana kararda ödenmesine karar verilen masrafların ödenmesi konusundaki eksiklik sorunu, Mahkeme kararının,
sorumlu Devlet tarafından uygun bir sekilde infazıyla ilgili bir sorundur. Sonuç olarak, bu sorun Avrupa Konseyi
Bakanlar Komitesi’nce çözüme bağlanması gereken bir sorundur.
V. ESKĐ HALĐN ĐADESĐ TALEBĐ
45. Basvurucular, bunun yanında, Mahkeme’nin, Hükümet’in (1) basvurucuların Kelekçi köyündeki yasamlarını
devam ettirebilmeleri için gerekli onarımları yaptırmasına; ve (2) köylerine dönmelerine engel olacak nedenleri
ortadan kaldırmasına karar vermesinin, tatmin için verilecek tazminin önemli bir parçası olduğunu ileri sürmüslerdir.
Basvuruculara göre, bu konunun Mahkeme tarafından teyidi, Sözlesme hükümlerinin gelecekte ve sürekli
olarak ihlalini önlenmesi ve özellikle mülklerinin de facto kamulastırılmasına engel olmak bakımından önem
tasımaktadır.
46. Hükümet, eski halin iadesinin, bölgede hakim olan olağanüstü kosullar dikkate alındığında, uygun olmayacağını
belirtmistir. Bununla birlikte, yörede yasayanlar kendilerini terörist zulümden korunmus hissettiklerinde, yasadıkları
yerlere geri dönmeleri mümkün olacaktır.
47. Mahkeme, bir ihlal olduğunu tespit eden kararların, sorumlu Hükümete, ihlali sona erdirmek ve ihlalin neden
olduğu sonuçları ortadan kaldırarak, ihlalden önceki durumu yeniden sağlamak borcunu yüklediğini belirtmistir
(restitutio in integrum). Bununla birlikte restitutio in integrum’un sorumlu Devlet için mümkün olmaması halinde,
Devletler Mahkeme’nin kararına nasıl uyacaklarını belirleme konusunda serbesttirler. Mahkeme bu konuda, emir ve
beyanlar vermez. Kararın gereklerinin yerine getirilip getirilmediğini izlemek, Sözlesme’nin 54. maddesi uyarınca,
Bakanlar Komitesi’nin görevidir (Bkz. 30 Ekim 1995 tarihli Papamichalopulos ve Diğerleri/ Yunanistan kararı (50.
madde), Seri A no. 330-B, s. 58-59, paragraf 34 ve emirler için bkz. inter alia, 13 Temmuz 1995 tarihli Tolstoy
Miloslavysky/ Birlesik Krallık kararı, Seri A no. 316-A, s. 82, paragraf 69-72).
VI. GECĐKME FAĐZĐ
48. Mahkemeye ulasan bilgilere göre, kararın alındığı tarihte, Birlesik Krallık’ta yıllık yasal faiz oranı %8’dir.
BU NEDENLERLE, MAHKEME
1. Bire karsı onyedi oyla, sorumlu devletin, basvurucularla bir anlasmaya varıldığı konusundaki iddiasının reddine;
Bire karsı onyedi oyla, sorumlu devletin, basvuruculara üç ay içinde, ödeme gününde Türk Lirası’na çevrilmek üzere,
asağıdaki tutarların ödemesine,
(a) Maddi zarara iliskin olarak:
(i) Ahmet Akdıvar’a, 6057 (altı bin elli yedi) Sterlin, 85 (seksen bes) pence1[1],
(ii) Ali Akdıvar’a, 7.205 (yedi bin iki yüz bes) Sterlin, 99 (doksan dokuz) pence,
(iii) Zülfükar Çiçek’e, 32.578 (otuz iki bin bes yüz yetmis sekiz) Sterlin, 79 (yetmis dokuz) pence,
(iv) Abdurrahman Akdıvar’a, 16.173 (on altı bin yüz yetmis üç) Sterlin, 44 (kırk dört) pence,
(v) Abdurrahman Aktas’a, 14.573 (on dört bin besyüz yetmis üç) Sterlin, 23 (yirmi üç) pence,
(vi) Mehmet Karabulut’a, 15.539 (on bes bin besyüz otuz dokuz) Sterlin, 36 (otuz altı) pence,
(vii) Ahmet Çiçek’e, 25.974 (yirmi bes bin dokuz yüz yetmis dört) Sterlin, 10 (on) pence;
(b) Manevi tazminat olarak, herbirine 8.000 (sekiz bin) Sterlin;
3. Bire karsı on yedi oyla, Sorumlu Devletin basvuruculara, üç ay içinde, masraf ve harcamalar karsılığı olarak
8.140 (sekiz bin yüz kırk) Sterlin ile yüklenecek KDV’nin ödenmesine,
4. Bire karsı on yedi oyla, yukarıda belirtilen üç aylık sürenin sona ermesinden itibaren %8’lik yıllık basit faiz
oranının uygulanmasına,
5. Basvurucuların tatmin için ileri sürdüğü diğer iddiaların reddine,
karar vemistir.
YARGIÇ GÖLCÜKLÜ’NÜN KARSI OYU
Ana kararda, iç basvuru yollarının tüketilmediği yönünde oy kullandığım için, Sözlesme’nin 50. maddesi
uyarınca görülen bu davaya bakmaktan muafım.

Eklenmiş Dosya : akdivar türkiye davası