ÇIRAKLAR TÜRKİYE DAVASI

ÇIRAKLAR/Türkiye'ye Karsı Davası*
(70/1997/854/1061)
Strazburg
28 Ekim 1998
USULĐ ĐSLEMLER
1. Bu dava Sözlesme'nin 32-1 ve 47. maddeleriyle belirlenen üç aylık
süre içinde 10 Temmuz 1997 tarihinde Avrupa Đnsan Hakları Komisyonu
(Komisyon) tarafından Divana havale edilmistir. Dava 28 Kasım 1991 tarihinde
Cengiz Çıraklar adlı bir Türk vatandası tarafından Türkiye Cumhuriyeti'ne karsı 25.
maddeye göre Komisyon'a yapılan bir basvurudan (no.19601/92) kaynaklanmıstır.
Komisyon'un talebi, Türkiye'nin, Divanın zorunlu yargılama yetkisini
tanıdığı (Madde 46) Deklarasyonun 44. ve 48. maddeleriyle ilgilidir. Bu talebin
amacı, davanın gerçeklerinin davalı devletin Sözlesme'nin 6-1 maddesinde belirtilen
yükümlülüklerini yerine getirip getirmediği konusunda bir karara varmaktı.
2. Mahkeme A Tüzüğünün 33-3 (d) maddesine göre yapılan sorusturma
neticesinde basvuru sahibinin davada bizzat bulunmak istediğini ve kendisini temsil
için Đzmir Barosundan Bayan S.Bilge Uslu'yu görevlendirdiğini belirttiği
anlasılmıstır (Tüzük 30).
3. Olusturulacak jüride, seçilmis ex officio Türk yargıç F.Gölcüklü
(Sözlesme'nin 43. Maddesi) ve Divan Baskanı R. Ryssdal yeralmıslardır (Tüzük 21-
4 (b)). Raportörün de hazır bulunduğu 27 Ağustos 1997 tarihinde, Baskanın kura ile
tesbit ettiği diğer yedi üyenin isimleri Thor Vilhjalmsson, B. Walsh, C. Russo, N.
Valticos, J. Makarczyk, V. Butkevych ve V. Toumanov'dur (Sözlesme'nin 43.
maddesi ve Tüzük 21-5). 18 Subat 1998 tarihinde ölen Ryssdal'ın yerine Jüri
Baskanı olarak Mahkeme Baskan Yardımcısı R. Bernhardt (Tüzük 21-6, ikinci alt
paragrafı); ve 9 Mart 1998 tarihinde ölen Walsh'in yerine yedek yargıç Pantiru
getirilmistir (Tüzük 22-1). Daha sonra, davanın ilerki safhalarına katılamamıs olan
Bernhardt'ın yerine Jüri Baskanı olarak Thor Vilhjalmsson (Tüzük 21-6, ikinci alt
paragraf) ve Jüri üyesi olarak da yedek yargıç M.A. Lopes Rocha (Tüzük 21-1)
getirilmislerdir.
4. Jüri Baskanı olarak raportöre vekalet eden Ryssdal, muamelelerin
düzenlenmesi konusunda T.C. Hükümetinin (Hükümet) Ajanı, basvuranın avukatı
ve Komisyon Delegesi M. Hion ile görüsmüstür (Tüzük 37-1 ve 38). Daha sonra
Raportör sırasıyla, 30 Nisan ve 1 Mayıs 1998 tarihlerinde basvuranın ve Hükümetin
görüsünü almıstır. Komisyon Delegesi 19 Haziran 1998 tarihinde Raportörü görüsü
bulunmadığı konusunda bilgilendirmistir.
5. Hükümetin, Komisyon Delegesinin ve basvuranın dile getirdiği
görüsleri de göz önünde tutarak ve mutat prosedüründen ayrılan kosullarla
karsılasıldığına kanaat getirerek (Tüzük 26 ve 38), Jüri bir dava durusması
yapılmasına karar vermis ve Bernhardt, basvurana ve Hükümete birbirlerinin Divan
görüsleri üzerinde değerlendirme yapmalarına izin vermistir.
* Dısisleri Bakanlığı Çok Taraflı Siyasî Đsler Genel Müdürlüğü tarafından Türkçe’ye çevrilmis olup,
gayrıresmî tercümedir.
1. Davaya 70/1997/854/1061 numarası verilmistir. Đlk numara
Mahkemeye ilgili yılda (ikinci numara) havale edilen davalar listesindeki yeridir.
Son iki numara Mahkemeye kurulusundan bu yana havale edilen davaların
listesindeki yerini ve Komisyon'a yapılan basvurulara karsılık gelen listedeki yerini
belirtir.
6. Hükümetin ve basvuranın ek görüsleri raportörlük tarafından sırasıyla
22 Mayıs ve 2 Haziran 1998 tarihlerinde alınmıstır.
OLAYLAR
I. DAVANIN DURUMU:
A. Davanın zemini
7. Basvuran, 1966 doğumlu, Đzmir'de (Türkiye) yasayan bir Türk
vatandasıdır. Olay sırasında Ege Üniversitesinde öğrencidir.
8. 16 Mart 1990 tarihinde bir grup öğrenci, Đstanbul Üniversitesinden
1978 yılında ölen yedi öğrenciyi ve 1988'de Kuzey Irak'ta ölen Kürt'leri anmak için
Üniversite binasının önünde izinsiz gösteri düzenlemislerdir. Polis müdahale etmek
suretiyle, kalabalığı dağıtıp, basvuranı diğer göstericilerle birlikte gözaltına almıstır.
B. Basvurana yapılan muameleler
1. Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde
9. Yakalanan kisiler polis tarafından sorgulandıktan sonra 19 Mart 1990
tarihinde Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi savcısı önüne çıkarılmıslardır.
10. Çıraklar ve diğer sanıklar 20 Mart 1990 tarihinde Đzmir Devlet
Güvenlik Mahkemesi önüne çıkarılmıslardır. Bunlar, izinsiz gösteride yeralmak,
polise karsı siddet kullanarak direnmek ve bölücü propaganda yaymakla
suçlanmıslardır.
11. Đzmir Emniyet Müdürü basvuranın babasına gönderdiği 13 Nisan
1990 tarihli mektupta, oğlunun Ege Üniversitesindeki olayları takiben gözaltına
alındığını, Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi'ne çıkarıldığını ve durusma için Buca
Cezaevinde tutulduğunu bildirmistir.
12. Basvuran, Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde savcılık makamının ileri
sürdüğü olayların doğruluğunu tartısmıstır. Basvuran aynı zamanda mahkemenin
olusumu hakkında önyargılı olduğunu iddia ederek, tutuklanmasının düsünce, ifade
ve örgütlenme özgürlüğünü ihlal ettiğini ileri sürmüstür.
13. Basvuranı tutuklayan polislerin verdiği delillere, günlük bir gazetede
yayınlanan fotoğraflara ve bir video kaydına dayanarak, Devlet Güvenlik
Mahkemesi, basvuranın söz konusu gösteride yeraldığını, polise karsı koyduğunu ve
tas attığını doğrulamıstır. Aynı zamanda, polisin müdahalesinden ve
tutuklamasından önce göstericileri uyardığı ve dağılmalarını söylediğinin de video
kaydında bulunduğu not edilmistir.
Çıraklar'ın arkadaslarının onun sadece seyirci olduğunu belirten
ifadelerinin, saat 12.15'te basladığı anlasılan bir gösteride saat 11.30 ile 12.00
arasında polisin basvuranı ve kız arkadası S.D.yi tutukladığını gören sahitlerin
ifadeleri nedeniyle gerçeği yansıtmadığına inanılmıstır. Mahkeme aynı zamanda
S.D.yi, savunmanın bir tanığı olarak dinlemeyi, kendisinin de davanın bir sanığı
olduğu gerekçesiyle reddetmistir.
14. Đki sivil ve rütbesi albay olan bir askeri hakimden olusan Devlet
Güvenlik Mahkemesi'nin 28 Aralık 1990 tarihli kararıyla, Çıraklar 2911 sayılı
yasaya karsı gelmekten, kamuya ait karayolunda izinsiz gösteriye katılmaktan ve
polise karsı siddet kullanmaktan iki yıl altı ay hapse mahkum edilmistir. Kendisiyle
beraber yargılanan otuz sanık da aynı sebeplerden mahkum olmuslardır.
2. Yargıtay’da
15. Basvuran, 15 Subat 1991 tarihinde 28 Aralık 1990 tarihli kararı
temyiz etmistir. Basvuran savunmasında gerçeklerin Devlet Güvenlik Mahkemesi
tarafından yorumlanmasına, delillerin değerlendirmesine ve Mahkemenin suçları
sınıflandırmasına karsı çıkmıstır. Basvuran aynı zamanda mahkumiyetinin
Sözlesme'nin 9, 10 ve 11. maddelerine aykırı olduğunu ileri sürmüstür.
16. Yargıtay 28 Mayıs 1991 tarihindeki kararında birinci derece
mahkemesinin kararını onamıstır.
II. ĐLGĐLĐ ĐÇ HUKUK:
17. Devlet Güvenlik Mahkemeleri 1961 Anayasasının 136. maddesine
uygun olarak 11 Temmuz 1973 tarihinde 1773 sayılı kanunla olusturulmustur. Bu
kanun 15 Haziran 1976 tarihinde Anayasa Mahkemesi tarafından yürürlükten
kaldırılmıstır. Sözkonusu Mahkemeler 1982 Anayasasıyla Türk adalet sistemine
tekrar dahil edilmistir. Gerekçenin ilgili kısımları asağıdaki paragrafı içermektedir:
"Ortaya konulduğunda Devletin varlığını ve sağlamlığını etkileyebilecek
ve hakkında uygun hüküm verilebilmesi için özel yargılama gerektiren fiiller
bulunabilir. Bu gibi durumlarda Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulması gereklidir.
Anayasamızda bulunan bir maddeye göre suç islendikten sonra özel bir fiil için özel
mahkeme olusturulması (hakkında hüküm vermek üzere) yasaktır. Bu nedenle
Devlet Güvenlik Mahkemeleri yukarıda söz konusu fiillerin yargılanabilmesi için
Anayasamızda yer almıstır. Bu açıdan bakılırsa bu özel hükümler önceden
yasalastırılmıs ve mahkemeler suç islenmeden önce kurulmustur. Bunlar, suçun
ortaya çıkmasından sonra kurulmus mahkemeler olarak tarif edilemezler."
18. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin olusumu ve isleyisi asağıdaki
ilkelere bağlıdır.
A. Anayasa
19. Adli teskilatı yöneten Anayasal hükümler asağıdaki sekildedir:
Madde 138, Para. 1 ve 2
"Hakimler, görevlerinde bağımsızdırlar; Anayasaya, kanuna ve hukuka
uygun olarak vicdani kanaatlerine göre hüküm verirler.
"Hiçbir organ, makam, merci veya kisi, yargı yetkisinin kullanılmasında
mahkemeler ve hakimlere emir ve talimat veremez; genelge gönderemez; tavsiye ve
telkinde bulunulamaz.
Madde 139 para. 1
"Hakimler .... azlolunamaz, kendileri istemedikçe Anayasada gösterilen
yastan önce emekliye ayrılamaz..."
Madde 143
"Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik
düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine islenen ve doğrudan
doğruya Devletin iç ve dıs güvenliğini ilgilendiren suçlara bakmakla görevli Devlet
Güvenlik Mahkemeleri kurulur.
Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir Baskan, iki asıl ve iki yedek üye ile
bir savcı ve yeteri kadar savcı yardımcısı bulunur.
Baskan bir asıl ve bir yedek üye ile savcı, birinci sınıfa ayrılmıs hakim
ve Cumhuriyet savcıları arasından; bir asıl ve bir yedek üye, birinci sınıf askeri
hakimler arasından; savcı yardımcıları ise Cumhuriyet savcıları ve askeri hakimler
arasından özel kanunlarında gösterilen usule göre atanır.
Devlet Güvenlik Mahkemesi Baskan, üye ve yedek üyeleri ile savcı ve
savcı yardımcıları dört yıl için atanırlar, süresi bitenler yeniden atanabilirler.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri kararlarının temyiz mercii Yargıtay’dır.
...”
Madde 145 para. 4
"Askeri hakimlerin ... özlük isleri ve yükümlülükleri mahkemelerin
bağımsızlık ilkesine uygun olarak askerlik hizmetinin gereklerine göre kanunla
düzenlenir. Kanun ayrıca askeri hakimlerin yargı hizmeti dısındaki askeri hizmetler
yönünden askeri hizmetlerin gereklerine göre teskilatında görevli bulundukları
komutanlık ile olan iliskilerini de gösterir."
B. Devlet Güvenlik Mahkemelerinin kurulus ve yargılama usulleri
hakkındaki 2845 sayılı kanun
20. Anayasanın 143. maddesine dayanan Devlet Güvenlik Mahkemeleri
ile ilgili 2845 sayılı kanunun ilgili hükümleri asağıdadır:
Madde 1
"Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğü, hür demokratik
düzen ve nitelikleri Anayasada belirtilen Cumhuriyet aleyhine islenen ve doğrudan
doğruya Devletin iç ve dıs güvenliğini ilgilendiren suçlara iliskin davalara bakmak
üzere ... il merkezlerinde Devlet Güvenlik Mahkemeleri kurulmustur."
Madde 3
Devlet Güvenlik Mahkemeleri, bir Baskan ile iki üyeden olusur. Her
Devlet Güvenlik Mahkemesinde ayrıca iki yedek üye bulunur.
Madde 5
"Devlet Güvenlik Mahkemesinin baskanı ve bir asıl bir yedek üyesi sivil
..... hakim, diğer bir asıl ve bir yedek üyesi birinci sınıfa ayrılmıs askeri hakim ...
olacaktır."
Madde 6 para. 2, 3 ve 6
"Askeri hakimler arasından üye, yedek üye ve Cumhuriyet savcı
yardımcılarının atanmaları, özel kanunlarında gösterilen usule göre yapılır.
Devlet Güvenlik Mahkemeleri baskan, üye ve yedek üyeleri ...
muvafakatları alınmadıkça dört yıldan önce baska bir yere veya göreve atanamazlar
...
Devlet Güvenlik Mahkemelerinde görevli baskan, üye ve yedek üyeleri
hakkında kendi kanunlarına göre yapılacak sorusturma sonunda görev yerlerinin
değistirilmesine dair yetkili kurul veya mercilerce karar verildiği takdirde, ilgili
hakimin görev yeri veya görevi, özel kanunlarda gösterilen usule göre
değistirilebilir.
Madde 27 para. 1
"Devlet Güvenlik Mahkemesi kararlarının temyiz mercii Yargıtay’dır."
Madde 34 para. 1 ve 2
"Devlet Güvenlik mahkemelerinde göreve atanan ... askeri hakimlerle
amirlerinin haklarında disiplin sorusturması açılması ve disiplin cezası verilmesinde,
görevle ilgili suçlarının sorusturma ve kovusturulmasında kendi mesleklerine ait
kanunun ilgili hükümleri uygulanır..."
Askeri yargıya mensup hakimler hakkında verilecek Yargıtay notları ve
adalet müfettislerince düzenlenecek görüs raporları ile bunlar hakkında yapılacak
sorusturmalara iliskin evrak Adalet Bakanlığına gönderilir."
Madde 38
"Devlet Güvenlik Mahkemesinin yargı çevresinin tamamını veya bir
kısmını kapsayacak sekilde sıkıyönetim ilan edilmesi halinde o yargı çevresinde
birden fazla Devlet Güvenlik Mahkemesi olmak kaydıyla, Devlet Güvenlik
Mahkemesi asağıdaki esaslara göre sıkıyönetim askeri mahkemesine
dönüstürülebilir..."
C. 357 sayılı Askeri Hakimler Kanunu
21. Askeri Hakimler Kanununun ilgili hükümleri asağıdaki sekildedir:
Ek Madde 7
"Devlet Güvenlik Mahkemesi üyeliği veya yedek üyeliğine atanan ...
askeri hakimlerin rütbe terfii, rütbe kıdemliliği, kademe ilerlemesi yapmalarını
sağlayacak yeterlilikleri bu kanunun ve Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanununun
(926) hükümleri saklı kalmak sartı ile asağıda belirtilen sekilde düzenlenecek
sicillerle saptanır."
a) Birinci sınıfa ayrılmıs üye ve yedek üye askeri hakimlere subay sicil
belgesi düzenlemeye ve sicil vermeye yetkili birinci sicil amiri Milli Savunma
Bakanıdır.
...”
Ek Madde 8
"Devlet Güvenlik Mahkemelerinin askeri yargıya mensup mahkeme
üyeleri ... Genelkurmay Personel Baskanı, Adli Müsaviri ile atanacakların mensup
olduğu Kuvvet Komutanlığının personel baskanı ile adli müsaviri ile Milli Savunma
Bakanlığı Askeri Adalet Đsleri Baskanlığından olusan kurul tarafından seçilir ve
usulüne uygun olarak atanır."
Madde 16 para. 1 ve 3
"Askeri hakimler ... Silahlı Kuvvetler mensuplarının nakil ve tayinleri
hakkındaki hükümler esas alınarak Milli Savunma Bakanı ve Basbakanın müsterek
hazırladıkları ve Cumhurbaskanına sunulan bir kararname ile atanırlar.
Askeri hakim olarak atanma isleminde Yargıtay’ın, Adalet Bakanlığı
müfettislerinin raporları ile amirlerinin sicil raporları göz önünde tutulur..."
Madde 18 para. 1
"Askeri hakimlerin ... maas dereceleri, maas yükselmeleri ve diğer özlük
hakları subaylar hakkındaki kanun hükümlerine tabidir."
Madde 29
"Askeri hakim subaylar hakkında Milli Savunma Bakanı tarafından,
savunmaları aldırılarak, asağıdaki disiplin cezaları verilebilir.
A. Görevde daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesini
içeren bir uyarı.
...
B. Belirli bir eylem veya davranısın kusurlu sayıldığının yazı ile
bildirilmesi olan kınama.
...
Bu cezalar kesin olup, ilgilinin sahsi dosyasına konur, siciline islenir.
Madde 38
Askeri hakimler ... mahkemede sivil meslektaslarının giydiği özel
kıyafeti giyerler."
C. Askeri Ceza Kanunu'nun 112. Maddesi
22. 22 Mayıs 1930 tarihli Askeri Ceza Kanunu'nun 112. maddesi
asağıdaki gibidir:
"Askeri Mahkemelerin etki altında bırakılması amacıyla resmi bir
görevlinin yetkisini kötüye kullanması bes yıl hapis cezası gerektiren bir suç
teskil eder."
D. Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi hakkındaki 4 Temmuz 1972 tarihli
kanun
23. Askeri Yüksek Đdare Mahkemesi 1. Dairesinin, 4 Temmuz 1972
tarih ve 1602 sayılı kanunun 22. maddesi altında subayların mesleki durumları ve
özellikle terfi ve mesleki ilerlemelerle ilgili uyusmazlıklar hakkındaki talep ve
tazminatların hukuki yönden incelenmesi için yapılan basvuruları dinleme yetkisi
vardır.
KOMĐSYON ÖNÜNDEKĐ ĐSLEMLER
24. Çıraklar Komisyona 28 Kasım 1991 tarihinde basvurmustur.
Basvuran bir suç islediği süphesi bulunmadığı halde tutuklanmasının Sözlesmenin
5/1 (c) maddesine uygun olmadığı için karsı çıkmıs ve gözaltında bulunduğu sürede
Sözlesmenin 3. maddesine aykırı olarak muamele gördüğünü ifade etmistir.
Basvuran aynı zamanda, 5. maddenin 3. paragrafına dayanarak "kısa sürede" hakim
önüne çıkarılmadığından ve 5. maddenin 4. paragrafına dayanarak yasalara uygun
olmayan gözaltına karsı çıkabilmek için islem yapamadığından sikayet etmistir.
Daha sonra Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin olusumundan dolayı 6. maddenin
1. paragrafında belirtildiği sekilde bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından
yargılanmadığını iddia etmistir. Đzmir Emniyet Müdürlüğünün, tutuklanması ve
sebepleri hakkında babasını haberdar etmesinin 6. maddenin 2. paragrafına ve 8.
maddeye aykırı olduğunu belirtmistir. Gözaltında bulunduğu sürede avukatının
olmamasının 6. maddenin 3(c) ve Devlet Güvenlik Mahkemesinin bazı tanıkları
dinlemeyi reddetmesinin de 6. maddenin 3(d) paragrafına aykırı olduğunu ileri
sürmüstür. Son olarak, amacı Irak'ın Kürt toplumunun baskı altında tutulmasını
protesto etmek olan bir gösteride yer almasından dolayı mahkum olusunun, 9. 10. ve
11. maddelerine ihlal olusturduğunu belirtmistir.
25. Komisyon Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin bağımsızlık ve
tarafsızlığına ve bu mahkemeden önceki muamelelerin esitliğini göz önünde tutarak
19 Ocak 1995 tarihinde basvuruyu (no.19601/92) kabul edilebilir bulmustur. 20
Mayıs 1997 tarihli raporunda (madde 31), bu sikayetleri müsterek olarak 6.
maddenin 1. paragrafı altında incelemis ve 1'e karsı 30 oyla bu hükmün ihlal edildiği
görüsünü açıklamıstır. Raporda yer alan Komisyon görüsü ve karsı görüsün tam
metinleri bu karara ek olarak yeniden yayınlanmıstır.
DĐVANA SUNULAN SON GÖRÜSLER
26. Basvuran, görüsünde davanın görüldüğü Đzmir Devlet Güvenlik
Mahkemesinin olusumu ile ilgili olarak "bağımsız ve tarafsız bir mahkeme"
olmadığının ve sonuç olarak Sözlesmenin 6. maddesinin 1. paragrafının ihlal
edildiğinin ve kız arkadasının savunma tanığı olarak dinlenmesini reddederek 6.
maddenin 3(d) paragrafının ihlal edildiğinin dikkate almasını Divandan talep
etmistir. Basvuran aynı zamanda, Sözlesmenin 3. ve 5. maddelerinin de ihlal
edildiğini ileri sürmüstür.
27. Hükümet Divana Sözlesmenin ihlal edilmediğini ve iç hukuk
yollarının tüketilmediğini iletmistir.
HUKUK AÇISINDAN
I. DAVANIN KONUSU
28. Çıraklar, Divanı, davayı Sözlesmenin 3. 5. ve 6. maddeleri altında
incelemeye davet etmistir. Komisyon, Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin
bağımsızlığı ve tarafsızlığı, bu mahkemeden önceki muamelelerin esitliliği (bkz.
yukarıdaki paragraf 25), ve davanın Komisyon'un kabul edilebilirlik kararından
önceki konusu ile ilgili olarak sadece 6. maddeye dayanan sikayetleri kabul
edilebilir bulmustur (bkz. 25 Haziran 1997 tarihli Van Orshoven Belçika'ya karsı
hükmü, Hüküm ve Karar Raporları 1997-III, sayfa 1049, para. 33). Davanın amacı
sadece yukarıda sözü geçen iki sikayetle sınırlıdır.
II. HÜKÜMETĐN ÖN ĐTĐRAZI
29. Komisyon önünde olduğu gibi Hükümet, Çırakların, Ceza
Kanununun 322. maddesinde belirtildiği sekilde 28 Mayıs 1991 tarihli kararın
düzeltilmesi için hakkı olduğu halde Yargıtay'a basvurmadığı gerekçesiyle iç hukuk
yollarını tüketmis sayılamayacağı görüsünü sürdürmüstür.
30. Basvuran, Komisyon önünde o prosedürün etkisizliğine güvenmistir.
31. Komisyon basvurunun kabul edilebilirlik kararında söz konusu
çözümün "basvuru sahibinin doğrudan ulasabileceği bir çözüm olmadığı
gerekçesiyle itirazı reddetmistir.
32. Divan aynı sonuca varmıstır. Taraflar kendileri böyle bir basvuruyu
Yargıtay'a götüremezler; bu amaçla, mahkemeye basvurup vurmama konusunda
onun yerine karar verecek olan Yargıtay Genel Kuruluna basvurması gerekir. Đtiraz
bu nedenle reddedilmistir.
III. SÖZLESMENĐN 6. MADDESĐNE ĐHLAL ĐDDĐALARI
33. Basvuran, Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin "bağımsız ve
tarafsız bir mahkeme" olmadığı ve yanlıs olarak kız arkadasını savunma tanığı
olarak dinlemeyi reddettiği görüsünü sürdürmüstür. Basvuran Sözlesmenin 6.
maddesinin 1. ve 3(d) paragrafına dayanmıstır. Bu madde:
"1. Herkes kendisine karsı yöneltilen suçlamalar konusunda tarafsız ve
bağımsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkına sahiptir.
...
3. Ceza gerektiren bir suçla suçlanan herkes asağıdaki asgari
haklara sahiptir:
...
(d) ... aleyhindeki tanıklarla esit sartlarda kendi lehine
tanıkların da katılımı ve sorgulanması;
...”
A. Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin bağımsızlık ve tarafsızlığı
1. Tarafların görüsleri
34. Basvurana göre, üç üyesi arasında bir askeri yargıcın bulunması
nedeniyle Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesi 6. maddenin 1. paragrafında
belirtildiği sekilde bağımsız ve tarafsız bir mahkeme olarak görülemez.
35. Hükümet, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin üyesi olarak görev
yapan askeri yargıçların atanma islemlerinin ve görevleri sırasında yararlandıkları
imtiyazların bu konuda Divanın belirlediği kriterlere uygun olduğu görüsünü
sürdürmüstür.
Bu yargıçların amirlerine karsı sorumlulukları ve mesleki sicilleri hiçbir
sekilde bağımsızlıklarını etkilememistir. Subay olarak sorumlulukları disiplin
kurallarına uymak ve askeri kurallara saygı göstermekle sınırlıdır. Üstlerinden
gelebilecek baskılara karsı güvenliktedirler. Böyle bir baskıya tesebbüs etmek de
Askeri Ceza Kanunu altında cezaya tabidir. Teftis sistemi sadece askeri hakimlerin
yargı dısı görevleri için geçerlidir. Buna ek olarak yargıçlar, teftis raporları hakkında
görüs bildirebilirler ve hatta Yüksek Askeri Đdare Mahkemesinde bunların içeriğine
itiraz edebilirler.
Ne söz konusu askeri yargıcın disiplin amirlerinin veya
meslektaslarının, ne de onu atayan yetkili kamu makamlarının davadaki taraflarla
hiçbir iliskisi yoktur.
36. Komisyon, Devlet Güvenlik Mahkemelerinin olusumu ve isleyisini
düzenleyen yasa ile belirlenen kurallar, bunların bağımsızlığı, özellikle görevli
hakimlerin teftis ve atanmaları konusunda ortaya bazı sorular çıktığı görüsündedir.
Bir sivile karsı baslatılan cezai islemlerde askeri bir yargıcın yer alması, bu
islemlerin istisnai doğasını gösterir ve sivil yargıya silahlı kuvvetlerin bir
müdahalesi olarak algılanabilir. Basvuranın, Devlet Güvenlik Mahkemesinin
tarafsızlıktan yoksun olusu hakkındaki endiseleri bu yüzden tarafsız olarak haklı
görülmüs ve 6. maddenin 1. paragrafı ihlal edilmistir.
2. Divanın görüsü
37. Divanın görevi, Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin üç üyesinden
birinin askeri hakim olması nedeniyle bağımsızlık ve tarafsızlığının sorgulanıp
sorgulanamayacağına karar vermektir.
38. Divan, bir mahkemenin 6. maddenin 1. paragrafına göre "bağımsız"
olup olmadığına karar verilebilmesi için üyelerinin atanma tarzına, bunların görev
sürelerine, dıs baskılara karsı korunmalarına ve bağımsızlık görünümü sergileyip
sergilemediklerine olan itibarlarının dikkate alınması gerektiği görüsünü
tekrarlamıstır (bkz.diğer birçok makamlar arasında, 25 Subat 1997 tarihli Findlay
Đngiltere'ye karsı hükmü, Raporlar 1997-I, sayfa 281, para.73).
Bu hükmün altındaki anlamıyla "tarafsızlık" sartı konusunda
uygulanacak iki test vardır: Birincisi belirli bir davada belirli bir yargıcın kisisel
kanaati konusundaki kararı içerir. Đkincisi ise hakimin yasal yöndeki süpheleri uzak
tutmak konusunda yeterli garantiyi verip vermediğinin arastırılmasıdır. Söz konusu
davanın sadece ikinci testle alakalı olduğu konusunun Divan önünde doğruluğu
tartısılmamıstır. Bu, heyet olan bir makama uygulandığında heyet üyelerinin kisisel
davranıslarından uzak olarak tarafsızlığına süphe getirebilecek arastırılabilir
gerçeklerin olup olmadığına karar vermek anlamına gelir. Bağımsızlık konusunda
ise görünümün önemi olabilir. Bir makamın bağımsızlıktan yoksun olusundan
endise duymak için yasal bir sebebin varolup olmadığına karar verilirken, tarafsız
olmadığını savunanların dayandığı nokta önemlidir. Buna rağmen bu kesin değildir.
Kesin olan endisenin tarafsız olarak doğruluğunun kanıtlanmasıdır (bkz. örneğin, 20
Mayıs 1998 tarihli Gautrin ve diğerleri Fransa'ya karsı kararı, Raporlar 1998-III,
sayfa ...., para 58).
Söz konusu davada tarafsızlığı bağımsızlıktan ayrı tutmak zordur ve
bundan dolayı Divan bunların ikisini beraber ele alacaktır (bkz. 9 Haziran 1998
tarihli Incal Türkiye'ye karsı kararı, Raporlar 1998-..., sayfa ...., para 65).
39. Bir Devlet Güvenlik Mahkemesinde, Türkiye'nin bölünmez ve milli
bütünlüğüne, demokratik düzen ve ulusal güvenliğine karsı olması nedeniyle suç
teskil eden fiillerle (Anayasanın 143. maddesi ve 2845 sayılı kanunun 1. maddesi)
aleyhinde dava açılan Çıraklar gibi bir sivilin, aralarında Silahlı Kuvvetlere mensup
bir subayın da bulunduğu üç kisilik bir yargıç kurulu karsısında endise duyması
anlasılabilir (bkz. yukarıda söz konusu Incal kararı, sayfa ..., para. 72). Böyle bir
güvensizlik bile 6. maddenin 1. paragrafının ihlal edildiğini söylemek için yeterli
değildir. Đtibarın Devlet Güvenlik Mahkemelerindeki askeri hakimlerin statüleri ile
basvurana sağlanan koruma arasında bağlantı olmalıdır.
Statünün bazı bağımsızlık ve tarafsızlık garantisi sağladığı doğrudur.
Örneğin, askeri hakimler bunlara Askeri hukukun mensuplarına tanıdığı statüyü
sağlayan sivil meslektaslarıyla aynı mesleki eğitime tabi tutulurlar. Askeri hakimler,
Devlet Güvenlik Mahkemesinin üyesi olarak görev yaparlarken, tıpkı sivil
hakimlerde olduğu gibi anayasal korumalardan yararlanırlar. Buna ek olarak, bunlar
bazı istisnalar dısında görevden alınamaz veya rızaları olmadan erken emekli
edilemezler (bkz. yukarıdaki paragraflar 19 ve 20). Bir Devlet Güvenlik
Mahkemesinin asil üyeleri olarak bireysel görev alırlar. Bunlar Anayasaya göre
bağımsız olmalıdırlar ve hiçbir kamu makamı bunlara hukuki görevleriyle ilgili
olarak talimat veremez veya görevleriyle ilgili baskı yapamaz (bkz. yukarıdaki
paragraflar 19 ve 22).
Bununla beraber, bunların statülerinin diğer yönleri tartısılabilir. Đlk
olarak, söz konusu hakimler üstlerinden emir alan ordu mensuplarıdır. Đkincisi,
bunlar askeri disipline ve bu amaçla haklarında derlenen sicil raporlarına tabidirler
(bkz. yukarıdaki paragraflar 19 ve 20). Atanmaları ile ilgili kararların birçoğu idari
makamlar ve ordu tarafından alınır (bkz. yukarıdaki paragraf 21). Son olarak, Devlet
Güvenlik Mahkemesi hakimi olarak görev süreleri sadece 4 yıl olup yenilenebilir.
40. Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin yargıçlarından birinin askeri
yargıç olması nedeniyle davayla ilgisi bulunmayan hususların gereğinden fazla
etkisi altında kalabileceğinden dolayı basvuran yasal olarak endise duyabilir. Baska
bir deyisle, mahkemenin bağımsızlık ve tarafsızlıktan yoksunluğu nedeniyle
Çıraklar'ın endisesi tarafsız olarak haklı görülebilir. Yargıtay’daki muameleler
bunları giderememistir (bkz. yukarıdaki Incal kararı, sayfa ..., para. 72).
41. Kısacası, 6. maddenin 1. paragrafı ihlal edilmistir.
B. Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin bir savunma tanığını dinlemeyi
reddetmesi
42. Basvuranın görüsünde Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin
basvuranın kız arkadasını aynı davada sanık olduğu gerekçesiyle savunma tanığı
olarak dinlemeyi reddetmesi 6. maddenin 3 (d) paragrafına ihlal olusturur.
43. Hükümet görüs bildirmemistir.
44. Komisyon, "bağımsızlık ve tarafsızlıktan yoksunluğu kanıtlanmıs bir
mahkemenin hiçbir sart altında davasını gördüğü kisilere adil bir yargılamayı garanti
edemeyeceği" görüsündedir.
45. Bu bulgular göz önünde tutulduğunda Çıraklar'ın bağımsız ve
tarafsız bir mahkeme tarafından yargılanma hakkı çiğnenmistir. Divan bu sikayeti
arastırmaya gerek görmemistir.
IV. SÖZLESMENĐN 50. MADDESĐNE BASVURU:
46. Sözlesmenin 50. maddesi asağıdaki gibidir:
"Mahkeme, bir Yüksek Sözlesen Tarafın yargı mercileri veya herhangi
baska bir resmi merci tarafından verilmis olan bir kararın veya alınmıs olan bir
tedbirin bu Sözlesmeden doğan yükümlülüklere tamamen veya kısmen aykırı
düstüğü hükmüne varırsa ve eğer ilgili tarafın iç hukuku bu karar veya tedbirin
sonuçlarını ancak kısmen gidermeye elverisli ise, Mahkeme kararında gerektiği
takdirde zarar gören tarafa hakkaniyete uygun bir tatmin sekline hükmolunur."
47. Basvuran 262.000 Fransız Frangı (FRF) maddi ve 500.000 Fransız
Frangı (FRF) manevi tazminat talep etmistir.
48. Hükümet Divanı bu talebi reddetmeye davet etmistir.
49. Divan Çıraklar'ın sikayette bulunduğu maddi talebin türünü açıkça
belirtmediği gerekçesiyle bu talebi reddetmistir. Manevi talep konusunda ise 6.
maddenin ihlal edildiğinin tespitinin yeterli tazmini sağladığı görüsündedir.
BU SEBEPLERDEN DOLAYI DĐVAN
1. Hükümetin ön itirazını oybirliğiyle reddeder.
2. Đkiye karsı yedi oyla, Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin
bağımsızlık ve tarafsızlığıyla ilgili olarak Sözlesmenin 6. maddesinin 1.
paragrafının ihlal edildiği görüsündedir.
3. Sözlesmenin 6. maddesinin 3(d) paragrafına dayanan sikayeti
incelemeyi oybirliğiyle gereksiz bulmustur.
4. Bu kararın kendisinin, istenilen manevi tazminat için hakkaniyete
uygun bir tatmin olusturduğu görüsündedir;
5. Basvuranın diğer taleplerini oybirliğiyle reddetmistir.
Đngilizce ve Fransızca olarak hazırlanıp 28 Ekim 1998 tarihinde
Strazburg'da Đnsan Hakları Binasında yapılan bir genel oturumda dağıtılmıstır.
Đmza: THOR VILHJALMSSON
Baskan
Đmza: Herbert PETZOLD
Raportör
YARGIÇ GÖLCÜKLÜ'NÜN KARSI GÖRÜSÜ
Basvuranı yargılayan Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinde bir askeri
hakimin bulunması sebebiyle "bağımsız ve tarafsız" bir mahkeme olmadığı sikayeti
ile 6. maddenin ihlal edildiği kararına karsı oy kullandım.
Gerekçelerim.
Türkiye'deki güvenlik durumu ve silahlı kuvvetlerin terörizme karsı
mücadeleye katılımı göz önüne alındığında, Türk makamları Devlet Güvenlik
Mahkemeleri olarak bilinen "özel" mahkemeler kurulmasını gerekli görmüslerdir.
Bu tür "uzmanlasmıs" mahkemeler bütün ülkelerde bulunmaktadır. Örneğin ticari ve
sanayi mahkemeleri gibi.
Đkincisi bu mahkemeler iki sivil hakim ve hukuk eğitimi görmüs
profesyonel askeri bir hakimden olustuğundan dolayı Devlet Güvenlik Mahkemeleri
askeri mahkeme değil, açıkçası, kararları sivil Yargıtay tarafından bozulabilen sivil
mahkemelerdir.
Divan, birçok kez üyeleri arasında "uzmanların" bulunduğu bir özel
mahkemenin 6. maddenin 1. paragrafındaki anlamıyla "mahkeme" olarak tanımıstır.
Avrupa Konseyi'ne üye ülkelerin iç hukukunda profesyonel hakimlerin yanında,
uzmanlık bilgisine ihtiyaç duyulan ve hatta mahkeme üyelerinin bağımsızlık ve
tarafsızlıkları konusundaki garantiyi sağlayabilmesi için bazı davalarda gerekli olan
uzmanların yer aldığı birçok örnek bulunmaktadır (bkz. Avrupa Đnsan Hakları
Mahkemesi: Le Compte, Van Leuven ve De Meyere Belçikaya karsı, 23 Haziran
1981, seri A no.43; Ettl ve Diğerleri Avusturya'ya karsı, 23 Nisan 1987, seri A
no.117; ve Barfod Danimarka'ya karsı, 22 Subat 1989 seri A no.149, para.18).
Devlet Güvenlik Mahkemesi üyesi askeri hakimle ilgili olan karar
(paragraf 39) yararlandığı anayasal dayanakları tarif etmesine rağmen statüsünün
bazı niteliklerinin sorgulanabilir olduğunu belirtir. Askeri yargıcın askeri disipline
maruz kalması ve bu amaçla haklarında sicil raporları düzenlenmesi, atanma ve
Devlet Güvenlik Mahkemesi üyesi olarak dört yıllık görev süresi ile ilgili olarak,
idari makamlar ve ordu tarafından karar verilmesi nedeniyle mahkemenin vardığı
sonuçtan tatmin olmadım.
Bu bağlamda, sivil yargıçların haklarında sicil raporları
düzenlenmesinin, disiplin kurallarına tabi olduklarının, idarenin bunların atanmaları
konusunda karar verdiğinin ve hatta mahkemenin üç yıllık görev süresini bile yeterli
gördüğünün mümkün olduğunu vurgulamak isterim. Devlet Güvenlik Mahkemesine
askeri yargıç olarak atanmanın bir lütuf olmadığını ve Devlet Güvenlik Mahkemesi
yargıçları olarak görevleri sona erdiğinde söz konusu yargıçların meslek hayatları
boyunca yargıç olarak kaldıklarını da eklemek isterim. Mahkeme birçok kez ne bir
hakimin görev süresi ne de disiplin kurallarının varlığının bir mahkemenin
bağımsızlık ve tarafsızlığını bozmadığına inanmıstır (bkz. Campbell ve Fell
Đngiltere'ye karsı, 28 Haziran 1984, seri A no.80 para.80; Engel ve Diğerleri
Hollanda'ya karsı, 8 Haziran 1976, seri A no.22, para.30).
Avrupa Đnsan Hakları Komisyonu üyesi Mr. Alkema'nın da karsı
görüsünde belirttiği gibi mahkeme üyelerinden birinin taraflarla iliski içinde olduğu
durumlarda o mahkemenin tarafsızlığından ciddi olarak endise duyulmalıdır.
Hakikaten bu davada ne söz konusu askeri hakim ne de meslektasları ve
amirleri ile onu atayan kamu makamlarının davadaki taraflarla hiçbir ilgisi
bulunmamaktadır. Divanın bunu kabul etmesi gerekir (bkz. paragraf 35). Bundan
baska, basvuran ordu tarafından değil, polis tarafından tutuklanmıs ve mahkeme
önüne de normal yasal muamelelerle çıkarılmıstır.
Mahkemenin olusumundan dolayı, basvuranın "dıs görünüse" dayanarak
söz konusu mahkemenin bağımsızlık ve tarafsızlığından endise duyduğu konusunda
ise, askeri hakimlerin yararlandığı anayasal korumalar açısından endise bulunmadığı
ve tarafsız olarak sayılamayacağı görüsündeyim.
Karma mahkemeler ilkesinin kınanmasının aksini iddia etmek.
Çoğunluğun yaptığı gibi "Đzmir Devlet Güvenlik Mahkemesinin
yargıçlarından birinin askeri yargıç olması nedeniyle davayla ilgisi bulunmayan
hususların gereğinden fazla etkisi altında kalabileceğinden dolayı basvuran yasal
olarak endise duyabilir" (paragraf 40) cümlesinin hiçbir dayanağı yoktur. Divan
hangi hak ve gerçeğe dayanarak askeri bir hakimin (sivil yargı hakimi olmayan)
diğer iki hakimi uygun olmayan bir karar vermeye tesvik edebileceğini ifade
edebilir? Ben bunu askeri ve sivil hakimleri lekelemeye yönelik bir davranıs olduğu
kanısındayım.
YARGIÇ LOPEZ ROCHA'NIN KARSI GÖRÜSÜ
Ben birkaç meslektasımla beraber hazırladığım Incal Türkiye'ye karsı
davasındaki (9 Haziran 1998 tarihli karar, Hüküm ve Kararların Raporları 1998-...)
karsı görüsümde belirttiğim sebeplerden dolayı basvuranın bağımsız ve tarafsız bir
mahkeme tarafından yargılanma hakkının ihlal edilmediği sonucu lehinde oy
kullandım.

Eklenmiş Dosya : çıraklar türkiye davası