TÜRKİYE 2001 İLERLEME RAPORU
A. Giriş
a) Önsöz
Haziran 1998’de yapılan Cardiff AB Konseyi, Komisyon’un, AT-Türkiye ortaklık
Anlaşması’nın 28inci maddesine ve Lüksemburg AB Konseyi’nin sonuçlarına dayalı olarak,
Türkiye üzerine bir rapor sunacağını kaydetti.
Komisyon, Viyana AB Konseyi’ne yönelik olarak, öteki aday ülkelere ait Düzenli Raporlar
ile beraber, Türkiye üzerine ilk Düzenli Rapor’unu Ekim 1998’de sundu; Helsinki AB
Konseyi’ne yönelik olarak, Ekim 1999’da ikinci bir rapor kabul edildi.
Helsinki AB Konseyi şu karara vardı: “Türkiye, diğer aday devletlere uygulananlar ile aynı
kriterler temelinde Birliğe katılmaya yönelmiş bir aday devlettir. Var olan Avrupa
Stratejisi’ne dayanılarak, Türkiye, diğer aday devletler gibi, reformlarını teşvik etmeye ve
desteklemeye yönelik bir katılım öncesi stratejiden yararlanacaktır.”
Katılım öncesi strateji çerçevesinde, Komisyon, aday ülkelerce üyeliğe hazırlanmada
kaydedilen ilerleme konusunda Avrupa Birliği Konseyi’ne düzenli olarak raporlar
sunmaktadır. Türkiye için ilk komple rapor, Aralık 2000’deki Nice AB Konseyi’ne sunuldu.
Komisyon, bu Düzenli Raporu, Aralık 2001’deki Laeken AB Konseyi’ne yönelik olarak
hazırlamıştır.
Bu Düzenli Rapor için izlenen yapı, 2000 Düzenli Raporu için kullanılan yapıya dayanır.
Daha önceki Düzenli Raporlar gibi, bu Rapor:
– özellikle AT-Türkiye Ortaklık Anlaşması çerçevesinde, Türkiye ile Birlik arasındaki
ilişkileri anlatmakta;
– 1993 Kopenhag AB Konseyi tarafından belirlenen siyasal kriterler (demokrasi, hukukun
üstünlüğü, insan hakları, azınlıkların korunması) açısından ve 1999 Helsinki AB
Konseyi’nin sonuçları uyarınca başlatılan Güçlendirilmiş Siyasi Diyalog açısından
durumu analiz etmekte;
– Kopenhag AB Konseyi tarafından belirlenen ekonomik kriterler (işleyen bir piyasa
ekonomisi ve Birlik içindeki rekabet baskıları ve piyasa güçleri ile başa çıkma kapasitesi)
açısından Türkiye’nin durumunu ve perspektiflerini değerlendirmekte;
– Türkiye’nin, üyelik gereklerini, yani Antlaşmalar’da, ikincil mevzuatta ve Birlik
politikalarında ifade edilen müktesebatı üstlenme kapasitesi konusunu ele almaktadır. Bu
konu, yalnızca mevzuatın uyumlaştırılmasını değil, aynı zamanda, Aralık 1995’te Madrid
AB Konseyi tarafından vurgulandığı ve Haziran 2001’de Göteborg AB Konseyi
tarafından teyit edildiği gibi, müktesebatı uygulamak ve icra etmek için gereken adlî ve
idarî kapasitenin geliştirilmesini de kapsamaktadır. Madrid’de, AB Konseyi, aday
ülkelerin uyumlu bütünleşmesinin koşullarını yaratmak üzere, bu ülkelerin kendi idarî
yapılarını uyarlamalarının zorunlu olduğunu vurguladı. Göteborg AB Konseyi ise, aday
ülkelerin müktesebatı etkin biçimde uygulama ve icra etme kapasitelerinin yaşamsal
önemine dikkat çekti ve bunun için, adayların, kendi idarî ve adlî yapılarını
güçlendirmeye ve yeniden düzenlemeye yönelik önemli çabalar göstermelerinin gerekli
olduğunu ekledi.
Bu rapor, 2000 yılına ilişkin Düzenli Rapor’dan bu yana kaydedilen ilerlemeyi dikkate
almaktadır. Kapsadığı dönem, 30 Eylül 2001 tarihine kadarki dönemdir. Ancak, kimi özel
durumlarda, söz konusu tarihten sonra alınan tedbirler de belirtilmektedir. Bu Rapor, 2000
düzenli raporunda atıf yapılan tasarlanmış reformların gerçekleştirilmiş olup olmadığına
bakmakta ve yeni girişimleri irdelemektedir. Ayrıca, incelenen hususların her biriyle ilgili
durumun genel bir değerlendirmesini sunmakta, katılım için hazırlanırken Türkiye’nin atması
gereken belli başlı adımları ortaya koymaktadır.
Bu yaklaşıma uygun olarak, (Türkiye’nin müktesebatı uygulamaya yönelik idarî kapasitesi
dahil) siyasal ve müktesebat kriterlerinin yerine getirilmesinde sağlanan ilerlemeye ilişkin
değerlendirme, ele alınan hususların her birindeki genel duruma bir bakış ile beraber, son
Düzenli Rapor’dan bu yana gerçekleştirilen işler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Ekonomik
değerlendirme ise, referans döneminde kaydedilen ilerlemeye ilişkin bir değerlendirme yanı
sıra, Türkiye’nin ekonomik performansının dinamik, ileriye dönük bir irdelemesini
sunmaktadır.
Rapor’da, Türkiye’nin Katılım Ortaklığı önceliklerini ne ölçüde ele almış olduğunu inceleyen
ayrı bir bölüm vardır. Katılım Ortaklığı’nın kısa vadeli önceliklerinin yerine getirilmesinde
Türkiye’nin kaydettiği ilerleme değerlendirilirken, bu belgenin Konsey tarafından 8 Mart
2001 tarihinde kabul edilmiş olduğu dikkate alınmaktadır.
Daha önceki raporlarda olduğu gibi, “ilerleme”, fiilen alınan kararlar, fiilen kabul edilen
mevzuat, fiilen onaylanan uluslararası sözleşmeler (uygulama konusuna da gereken dikkat
gösterilerek) ve fiilen uygulanan tedbirler temelinde ölçülmüştür. İlke olarak, hazırlık veya
parlamento onayı sürecinin değişik aşamalarında bulunan mevzuat veya tedbirler dikkate
alınmamıştır. Bu yaklaşım, tüm aday ülkeler için eşit muamele sağlamakta ve ülkeler
arasında, katılım için hazırlanmada somut ilerleme açısından, nesnel bir değerlendirme ve
karşılaştırma imkanı vermektedir.
Rapor çok çeşitli bilgi kaynaklarına dayanmaktadır. Aday ülkeler, son Düzenli Rapor’un
yayımlanmasından beri üyelik hazırlıklarında kaydedilen ilerleme hakkında bilgi vermeye
davet edilmişlerdir. Aday ülkelerden her birinin Müktesebatın Benimsenmesi İçin Ulusal
Programları, ve ayrıca Ortaklık Anlaşması çerçevesinde ve müktesebatın analitik
incelenmesine hazırlık süreci bağlamında aday ülkelerce verilmiş olan bilgiler, ilave
kaynaklar olarak hizmet etmiştir. Raporun hazırlanmasında, Konsey tartışmaları ve Avrupa
Parlamentosu raporları ve kararları1 dikkate alınmıştır. Komisyon, çeşitli uluslararası
kuruluşlarca yapılan değerlendirmelerden ve özellikle Avrupa Konseyi, AGİT, uluslararası
malî kurumlar ve sivil toplum örgütlerinin katkılarından da yararlanmıştır. Ancak, topluluk
müktesebatının kimi alanlarında, yapılan değerlendirmeleri bütünlemek için bilgilerin
genişletilmesi ve derinleştirilmesi gerektiği ortaya çıkmıştır. Bu ilave bilgiler, esas olarak, altkomitelerin
çalışmaları yoluyla elde edilebilir.